04 Temmuz 2024

PƏNCƏRƏ

pencereyi kapama

gök dolabilir içeri

sen neyi görebilirsin

ıslak bir bulutun ağışını mı

pencereyi kapama

kuş dolabilir içeri

sen neyi taşıyabilirsin

kırık bir dalın yükünü mü

Pencereyi aç

soluğun çıksın dışarı

sen büyütmedin mi ciğerinde onu

Kokusu hayatı yıkasın diye

Pencereyi aç

sesin sarsın dünyayı

duyulur elbet ta ötelerden

Yürek kendini tanır.

***

AŞKLA SANA

alnını

dağ ateşiyle ısıtan

yüzünü

kanla yıkayan dostum

senin

uyurken dudağında gülümseyen bordo gül

benim kalbimi harmanlayan isyan olsun

şimdi dingin gövdende

uğultuyla büyüyen sessizlik

birgün benim elimde

patlamaya sabırsız mavzer olsun

başını omzuma yasla

göğsümde taşıyayım seni

gövdem gövdene can olsun

söyle bana ey

ölümün açıklayıcı pervanesi

hangi yavru tek başına yiğittir

hangi yangın bir başına söndürülür

ah herkes susuyor

hiçkimse bilmiyor içimin yangınını

ah herkes mi susuyor

kalbimi kalbine bağladım dostum

ah herkes mi susuyor

kalbi kalbimize benzeyen dostlar

bir çarmıh gibi bırakıyorken kendini dünyaya

hayatın ateş renkli kelebekleri

bir bir tutuluyorken korkunç koleksiyonlar için

ah herkes mi susuyor

bağırsam içimdeki dehşeti

hırsım deler mi toprağı

beni

acısıyla onduran

dostumu

aşkla vurduran hayat

sana

yaşananla harlanan bağrımın sevdasını akıttım

dünyanın yeni baharına

çatlarken kadim güneş

bağrım delinirken fidanların kanıyla

anamın doğurgan karnıdır diye

sevgilimin sütlenecek göğsüdür diye

dostumun üretken gülüdür diye

sana bağlandım

sana sarıldım

beni umutsuz koma

tarihle avutma beni

çünki aşkla sınanmışım sana

sana yangınla, suyla, ateşle

ölümle, yaprakla, şiirle sınanmışım

ey yaşarken kanayan acı

şimşekli gök, tufan, kan fırtınası

uçurum kıyısında hızla büyüyen ot

yapraksız bir ölümün anısı için

körpecik kuzuların derisi için

beni tarihle avutma

umutsuz koma beni

akıtsam deliren sevdamı

köpürür mü hayatı besleyen su

ey benim

yedi başlı kartalım

her başını

bir dağ başlangıcında koyanım

senin

böyle diri bir akarsu gibi kıvrılan gövdendir

bizim aşkımızı solduranların korkusu

çünki elbette bir su

kendi akacağı toprağın sertliğini bilir

ve suyun gövdesiyle yırtılınca toprak

artık ırmak mı ne denir

işte devrim

ona benzer bir akışın hızına denir

yarın ne olur bilirim ben

bahar gelir, otlar büyür

ölüm de yapraklanır

bir dağ bulur uzun uzun bakarım

bir çam ağacı gölgesi

güzel kokular veren

bir damla güneş görünce

sana da gülümseyeceğim yarın

şimdi senin uzanıp yattığın otlarda

yarın yeni bir yeşillik büyüyecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir